Küresel terörist
(2002)–Willem Oltmans– Auteursrechtelijk beschermd
[pagina 62]
| |
NkrumahGana 6 Mart 1957'de bağımsız oldu. Kwame Nkrumah (1909-1972) ilk devlet başkanıydı. O da, Sukarno tarafından 1955'de Bandung'da kurulan Bağlantısızlar Hareketi'nin saflarına katıldı. Washington tarafsız uluslara kuşkuyla ve düşmanlıkla bakıyordu. Pek çok ABD'li kanun koyucu bu Afrikalı-Asyalı ulusları kılık değiştirmiş komünistler olarak değerlendiriyordu. Görünmezler için Nehru, Nasır, Sukarno, Sihanuk, Butto ve Nkrumah güvenilmez, solcu, halk kışkırtıcılarıydı. Böylesine ne olduğu belirsiz kişilerin ne kadar fazlası tasfiye edilebilirse, özgür dünya için o kadar iyi olurdu. Aptal profesyonel casuslar, ‘Serbest seçimleri ve insan haklarını boş ver. Faşist askeri diktatörler, zayıf ve kararsız solculara ya da yoldaş Marksistlere göre çok daha iyidir’ diye düşünüyordu. 26 Şubat 1966'da General J.A. Ankrah darbe yaptığını ilan etti. Bir Ulusal Kurtuluş Konseyi kurulmuştu. Konvansiyon Halk Partisi'nin faaliyetleri durdurulmuştu. Nkrumah yurtdışındaydı. Ganalı Daniel Amihia, BBC'ye darbenin beyni olduğunu ve CIA tarafından eğitildiğini övünerek söylüyordu. Başkan Nkrumah o sırada 22 kişilik bir delegasyonla Hanoi ve Pekin'de bulunuyordu. Hemen Afrika'ya dönmek istedi ama 2 Martta komşu Gine'nin başkenti Conakry'ye indi. Çünkü Accra'da yaşamına yönelik tehlikeler vardı. Başkan Sekouê Tourê spor alanında kitlesel bir yürüyüş düzenledi ve Nkrumah'ın Gine'nin de devlet başkanı olduğunu ilan etti. Nkrumah kitabı ‘Gana'daki Karanlık Günler’de şöyle yazıyordu: ‘CIA'nın ve diğer benzer örgütlerin görevlerinden biri, aramızdaki potansiyel Quislingleri ve hainleri keşfet- | |
[pagina 63]
| |
mek, onları rüşvet ve politik iktidar vaatleriyle ülkelerinin anayasal hükümetlerini yıkmak için cesaretlendirmekti. ABD Büyükelçiliği ile İngiltere ve Batı Almanya büyükelçilikleri hükümetimi devirme işine karışmıştı.’Ga naar eind(44) ABD Büyükelçisi Franklin Williams bu iş için 13 milyon dolar ayırmıştı. Bu miktarın içinde, eğer Accra'ya dönme cesaretini gösterirse Başkanı öldürecek üç kiralık katile ödenecek para da vardı. Eski Başkan, kitabını yazarken anlaşıldığı kadarıyla bazı istihbarat dosyalarını açmıştı. Bölgedeki çok sayıda CIA faaliyetini belirledi. 1966'da Somali'deki bir ABD Elçilik ataşesi ordudaki subaylara yanaşmış ve bir darbe hazırlamak için onlara silah temin etmeyi organize etmişti. 1965'de Kahire'deki ABD Büyükelçiliği'nden ataşe Taylor Odell, Mısırlı bir CIA ajanından gizli belgeleri alırken, suçüstü yakalandı. Odell sınır dışı edildi. Güney Sudan'da CIA'nın paralarıyla, güneyin ülkenin geri kalanından ayrılmasına katkıda bulunmak ve bağımsız Azana'yı ilan etmek için sözde Azana Kurtuluş Cephesi kuruldu. Aynı zamanda, 1961 ve 1964 yılları arasında, CIA Brundi'de çok sayıda politikacıyı öldürdü, bunların sonuncusu, Başbakan Pierre Ngendandumwe idi. Başkabakan, ABD Büyükelçiliği'nde çalışan Gonzalve Muyenzi tarafından öldürülmüştü. Dairesinde, CIA'dan aldığı çok miktarda para bulundu. CIA 1964'de Tanzanya'daki bir darbeye yoğun biçimde karıştı. Nkrumah, ‘Yalnızca Afrika'daki CIA müdahalelerinin kanıtlarıyla bütün bir kitap doldurulabilir’ diye yazıyordu. Bunların kısmi bir listesini çıkardı: Senegal, 17 Aralik 1962: Başkan Lêopold Sêdar Senghor'u devirme girişimi. Başarısız. | |
[pagina 64]
| |
Niamey, 3 Aralık 1963: Başkan Hamani Diori tarafından bastırılan askeri isyan. Nkrumah, Afrika'nın 38 bağımsız devletinden 10'unda darbelerin sonucunda askeri rejimler kurulduğunu vurguluyordu. Her darbeyi CIA ile ilişkilendirmemekle birlikte şöyle yazıyordu: ‘CIA'nın faaliyetleri artık bizi şaşırtmıyor. Son yıllarda bu örgütün çalışmalarının birçok örneğini yaşayarak gördük. Emperyalist istihbarat örgütlerinin hem gücünü, hem sınırlarını biliyoruz. Son yıllarda Afrika'daki çok sayıda karışıklıktan sorumlu oldukları halde, sandığımız kadar başarılı | |
[pagina 65]
| |
değiller. Bunun nedeni kısmen, onların bazı karşı istihbarat servislerinin üstün teknik ve örgütlenmesiyle sık sık yenilgiye uğratılmasıdır. Ben bunları Conakry'de yazarken, CIA'nın 5 uzmanının benim Gana'daki yandaşlarımla iletişim kurmayı nasıl becerdiğimi bulmak üzere Liberya'ya geldiğini yeni öğrendim.’ Başkan Nkrumah başka bir olayı şöyle aktarıyordu: Dışişleri Bakanı Dean Rusk, 1966 Haziranında ABD iş dünyasının önde gelenleriyle yaptığı bir toplantıda, Başkan Sukarno, Başkan Bin Bella ve Nkrumah'ın kendisinin düşüşünü, dünyadaki başka solcu liderlerin devrilişinin izleyeceğini anlattı. ‘O liderlerin adlarını saymaya başladı’ diyordu yazar, ‘Ama sonra susmanın daha doğru olacağını düşünüp, kehanetlerini muammalı bir gülüşle sona erdirdi.’Ga naar eind(45) Richard Nixon ABD'yi temsilen bağımsızlık töreninde bulundu. ‘Kwame Nkrumah Lincoln ve Pensilvanya Üniversitesi'nde okumuş’ diye yazıyordu 1982'de yayınlanan kitabı ‘Liderler’de.Ga naar eind(46) Nixon devam ediyordu: ‘Nkrumah'ın böyle büyük bir yetenek göstereceğini tahmin etmemiştim. Aslında, o sırada, onu hem davranışlarıyla hem söyledikleriyle oldukça etkileyici buldum. Nkrumah Amerikan demokrasisine ve onun başarmış olduğu her şeye derin bir hayranlık duyduğunu açıkça söyledi.’ Nixon, ona teknik kitaplardan oluşan bir kütüphane hediye etti. Nkrumah'ın geliştirdiği ‘Afrika Birleşik Devletleri’ vizyonunda öncülüğü son zamanlarda Libya Lideri Muammer Kaddafi devraldı. 1960'ların ortasında, Gana'nın başlıca ihraç ürünü olan kakaonun fiyatı hızla düştü. Ekonomi krize girdi. Nixon ve kuşkusuz Washington'daki Görünmez Hükümet Gana'nın ilk başkanı hakkındaki görüşlerini çabucak değiştirdi. O yardım için Washington'a koşmadı, bunun yerine Addis Ababa'da yeni kurulan Afrika Birliği Örgütü'ne destek verdi. Ayrıca Afrika'daki diğer kurtuluş hareketlerini destekledi ve Gine'nin Lideri Sêkoue Tourê'yle yakın arkadaş oldu. | |
[pagina 66]
| |
Nixon, Tourê'nin 1960'da ABD'ye nasıl geldiğini ve o zamanlar başkan yardımcısı olan bu ‘sıcakkanlı ve etkileyici adam’la nasıl karşılaştığını yazıyordu. Ama Tricky Dick (Nixon) onun hakkındaki düşüncelerini de değiştirdi ve ülkesi Gine için kötü sonuçlar yaratacağı belli bir tür komünist olduğunu belirtti. Nixon Nkrumah'ı Batı karşıtı ve paranoid haline gelen, militan pan-Afrikanizmi geliştiren biri olarak tanımlıyor. Sonra birden Sukarno ile bir karşılaştırma yapmaya girişiyor. ‘1953'de onu ilk gördüğümde, toplantının çoğunu kendi ülkesinin müthiş sorunları yerine, Hollanda Yeni Ginesi -Endonezyalıların deyişiyle Batı İrian- üzerindeki toprak talepleri hakkında konuşarak geçirdi. Şaşırmadım, Sukarno'nun İrian saplantısı meşhurdu. Sadece birkaç gün önce Canberra'da Başbakan Robert Menzies, bu konu hakkında bir nutuk dinlemeye hazır olmam için beni uyarmıştı.’Ga naar eind(47) Nixon, onun kendi Watergate fiyaskosundan on yıl sonra, Nkrumah ve Sukarno'yu ne yaptıklarını bilmeyen liderler olarak tanımlıyor. ABD'nin eski başkanının Yeni Gine sorununun özünü hiç anlamadığı görülüyor. 1949'da nihayet Endonezya'nın egemenliği tanınırken, eski Hollanda'nın Doğu Hint Adaları'nın son eyaleti olan Yeni Gine Hollandalılar tarafından teslim edilmemişti. İrian'ın Hollanda'dan kurtulması arzusunda, bütün Endonezyalılar, -Sukarno'nun muhalifleri dahil- birleşiyordu ve bu da oldukça anlaşılır bir durumdu. Sukarno'yu en azından altı kez evlenmiş biri olarak tanıtması bir yana, Nixon, sonunda 1965'de komünist bir darbenin kurbanı olan bir lider resmi çiziyordu. 1950'lerden Watergate olayına kadar CIA ile ilişki içinde olmuş biri olarak daha iyisini bilmesi gerektiği halde, bu konuda Washington'un resmi çizgisini izliyordu. Her ne kadar inanılır gelmese de, Sukarno ve Nkrumah'ı karşılaştırarak şu sonucu çıkarıyordu: ‘Onlar birlikte, liderler hakkındaki olumsuz gerçeklerden birine örnek oluşturuyorlar: Duygusal düzeyde halka ulaş- | |
[pagina 67]
| |
mayı en iyi becerenler, çoğu kez en kötü programlara sahiptir.’ Zavallı Nixon unutmuş görünüyor; 1968'de Beyaz Saray'a adaylığını koyarken, Vietnam'da savaşı bitireceği sözünü veriyordu. Onunla birlikte New Hampshire'da bir hafta yolculuk yaptım. O günlerde her durduğu yerde Eisenhower'ın Kore savaşını nasıl bitirdiğini ona öğretmiş olduğunu sürekli tekrarlıyordu. Vietnam uyuşmazlığına son verecekti. Tabii savaş yedi yıl daha sürdü. O ve Kissinger savaşı büyütüp Kamboçya ve Laos'a da yaydılar. Prens Sihanuk'un sanki hiç var olmamış gibi bu kitapta adının anılmaması aslında oldukça ilginçtir. ‘ABD İstihbarat Topluluğu’ adlı kitabında Jeffrey Richelson, 1985'de Accra'da CIA hesabına çalışan birkaç kişinin tutuklandığını saptıyordu.Ga naar eind(48) ABD Elçiliğinde güvenlik görevlisi olan Felix Peasah suçunu kabul etti. Gana Ulusal Araştırma Bürosu'nda polis müfettişi olan Theodore Atiedu da aynısını yaptı. Emniyet Müdürü Stephen Balfour Ofusu da mahkum edildi. Devlet sırlarını CIA'ya vermiş, diplomatik misyonların ve yüksek düzeydeki hükümet görevlilerinin telefonlarının dinlenmesini sağlamıştı. Bir diğer Ganalı, Posta ve Telekomünikasyon Şirketi'nde çalışan bir teknisyen olan Robert Appiah bir CIA görevlisine gizli şifreleri vermekten hüküm giydi. Patrice Lumumba ve Kwame Nkrumah ile diğer ‘istenmeyen’ Afrikalı liderlerin ölümünü tezgahlayan istihbarat servisleri üzerine yazılmış kuşkusuz başka kitaplar da var. Dışişleri Bakanlığı eski memuru William Blum'un ‘Haydut Devlet’te, Nelson Mandela'nın Pretoria yönetiminden on yedi ay kaçtıktan sonra 5 Ağustos 1962'de nasıl yakalandığını ortaya çıkardı. Natal bölgesindeki Howick'in dışında bir barikatın yakınında bir araba durduruldu. Arabanın arka koltuğunda bir Beyaz, şoför yerinde bir Siyah oturuyordu. Şoför Mandela'ydı. Güney Afrika rejimine CIA tarafından tüyo verilmişti. 1986'da Güney Afrika basını, Durban'daki ABD konsolosluğunda gizli işlerde çalışan CIA görevlisi Do-Ga naar eind(49) | |
[pagina 68]
| |
nald C. Rickard'ın nasıl Pretoria'ya bilgi vermiş olduğunu açığa çıkardı. 10 Haziran 1990'da ‘The Atlanta Journal and Constitution’un bildirdiğine göre, emekli bir ABD istihbarat görevlisi, Mandela'nın gözaltına alındığı saatlerde kıdemli bir CIA ajanının ona ‘Mandela'yı Güney Afrika güvenlik bölümüne teslim ettik’ dediğini açıkladı. Mandela 28 yıl hapiste kaldıktan sonra Başkan F.W. Clark tarafından serbest bırakıldığı zaman, 1990'da, Başkan George Bush'a, CIA'nın yapmış olduğu şey için özür dileyip dilemeyeceği soruldu. Sözcüsü Marlin Fitzwater yanıtladı: ‘Bu Kennedy yönetimi sırasında oldu (...) Kennedy'nin adamlarının yaptığı bir şey için beni sıkıştırmayın.’ |
|