çalısan ise Gül: tırnak dibi etleri alınıyor, ellere masaj yapılıyor, parmaklar esneklik kazansın diye kuvvetle çekiliyor. Gül ve Cenan alçak taburelerde oturuyorlar. İki kızın tepesinde ise iki adam şaçlarımla uğraşıyorlar, üçüncü bir adam ise şeyrediyor. Türkiye'de saç erkek, tırnaklar ise kadın işi.
Erkekler, bunu ben de gördüm, üç kategoriye ayrılıyorlar. En üst kategori otuzlu yaşlarda olanlardan oluşuyor. Burada onlardan üç kişi var: aynı zamanda usta olan dükkan sahipleri, bunlar her gün, Paris Kuaför'ün diğer tüm çalışanlarının aksine siyah pantolon beyaz gömlekten oluşan üniformayı değil farklı giyiniyorlar. İkinci kategoride yirmili yaşlardakiler var: erkek hizmetliler. Bunlar da iki alt gruba ayrılıyorlar: Saç boyayanlar, tarayanlar ve saça sekil verenler ama bir fon makinesini asla eline almayanlar. Bir de yukarıda yapılanları yapmanın yanı sıra elinde sıcak hava üfleyen fon makinesini kolunu kaldırarak ustası için tepeden tutanlar. Üçüncü kategoride, onlu yastakiler var. Bunlar öğrenciler ya da daha genel söylenirse, her işe koşanlar. Bir grup daha var ki, bunlar hiç bir kategoriye dahil olmayan saç yıkayan kızlar, sabah sekizden aksam sekize kadar, haftada tam altı gün.
Türk kuaföründe fönleme tam bir gorev bölümüyle yapılıyor. Ustalar fon makinesini asla ellerine almıyorlar. Bunu daima daha alt seviyedeki biri elinde tutuyor. Hakan, usta ve oranın müdürü, saçımın bir tutamını alıp yuvarlak bir fırçanın etrafına doluyor, Hakkı, öğrenci, henüz sırası gelmemiş olan saçları bir elinin parmakları arasında tutuyor (dünyanın her yerinde ıslak saçları pensler tutar). Diğer elinde ise kurutucu var. Simdi sağ kolu biraz kıvrılmış ve üfleyen fon makinesini, tıpkı filmlerdeki adamların silahlarını tuttukları gibi, omzunda dinlendiriyor. Saç tutamı fırçadan çıkartılmaya başladığı anda fon makinesini oraya yönlendirip kurutuyor. Hakkı'nın çok dikkatli olması gerek. Aynı zamanda sıcak havanın üflediği yöne de dikkat etmek zorunda. Eğer çıkan havayı fırçanın üzerine çok dik tutarsa, kafamın derisi yanabilir. Yıllar süren bu saç kurutuculuk deneyiyle zamanla saçı ve kafa derisini yakmamayı öğrenecek.
Bu ne büyük bir keyif. Önceden randevuya hiç gerek yok, çünkü, içeri dalıveren müşterilere yardımcı olacak yeterli sayıda personel her zaman var. Her zaman ve zahmetsiz, hiç yorulmadan sacların yıkanıyor, biçim veriliyor, ellerinin bakımı yapılıyor. Artık evde aynanın önünde yukarı kalkmış kollarla bir yandan fırçayı tutup diğer yandan fön çekmeye çalışmaya paydos, ve tabı ojeyi döküp saçmaya