De Gids. Jaargang 169(2006)– [tijdschrift] Gids, De– Auteursrechtelijk beschermd Vorige Volgende [pagina 92] [p. 92] Nesan Erdoğan Işik taşlari başlangıcını kendiyle taşıyor kelimeler uyruğunu, tarihi, yurdunu haritaların yoksayıp unutturduğu bize ışık taşları, yıldızların gönderdiği çok uzaktan düşüp de aydınlatan gecemize yazılan her satır ve sanki her türkü her masal her öykü bir itirazdır gördüklerine mermer taşına kazınanlar ve coşkuyla kazanılmış korkunç zaferlerin övünçle yazılmış kitabeleri bile [pagina 93] [p. 93] Sesinde saksağanlar yüzükler sesin karanlık bir sudur senin, içinde gümüş aynalar gemiler yelken açmıştır, adağında uzak adalar sesin bağışladığım ölümdür, bir haç'ın boynuna asılı kampana bir çöl yürüyor şehre, kendini hatırlamıyor sokaklar sesinde genç oğullar bıçaklanıyor, ağlıyor işte bütün anneler sesin Yazıkdoğu'dur, terkedilen kendi güneşince her sabah ağlayan... güzdür, değdiği her iklimi acıtan bir haritanın henüz çizilmemiş, ya da ondan da önceki, bir haritanın hiç çizilemeyecek olan hali... sesli harfler, sessizleri birbirine kavuşturan sesinde biliciler otağ kurmuş, şimdiye taşınıyor ve onda sonsuzlaşıyor zaman... kuvars kristalleri saçılıyor, esriyip gidiyor saplandıkça bedenine bir şaman... yeryüzünden kaçmak isteyen alevdir, sesin bir fahişe yenilgiyi yeden isyan sesinde saksağanlar gümüş yüzükler [pagina 94] [p. 94] Unutma / ve yalan, sadece resimlerdedir İstanbul'un mavisi / yürürken dikkatli ol bu şehrin sokaklarında bir çocuk kırılabilir her an ayaklarında ararken çocukluğunu öne eğik başıyla yürürken katı ol bu şehrin sokaklarında bir çocuk kanayabilir her an geçmek isterken bir bulvardan simitini satmak telaşıyla yürürken koru kendini bu şehrin sokaklarında bir çocuk dövüşebilir her an bıçağıyla sakınmak için alnını utançtan yedisine değmemiş yaşıyla yürürken unutma yani çocuklar çocuksu değildir bu sokaklarda bilmem ne demeli çocuklar hükümransa bu sokaklara ve ellerimizle kirlettiğimiz bu şehri bıraktıysak, ellerimizle kararttığımız çocuklara Vorige Volgende